Yazar : Red Wolf 27 Mart 2013 Çarşamba



                                         


Ülkücülük, (Dokuz Işık Doktrini'nin bir ilkesi) Türk milleti için, Alparslan Türkeş ve Milliyetçi Hareket Partisi çizgisinde yürütülen teşkilatlanma ve milliyetçi hareketinin adıdır.

Köken

Adının kökenleri Ziya Gökalp'ın kullandığı "Millî mefkure (ülkü)"' ve Nihal Atsız ve Türkçülerin kullandıkları "Millî ülkü" terimlerine kadar uzanır. 1950 - 1953 yılları arasında Türk Milliyetçileri Derneği tarafından kullanılmıştır. Ülkü, kelime anlamı bakımından "ideal" demektir. Ülkücülük ise, "idealizm"in karşılığıdır.

Türk Ocağı bünyesinde yer alan ve Türkçülük akımını milli politika olarak yerleştirmek isteyen Hüseyin Nihal Atsız devrin başbakanıŞükrü Saraçoğlu'na Orhun Dergisi'nde 1 Mart 1944'te ve gene bir ay sonra 1 Nisan 1944'te olmak üzere iki açık mektup kaleme alır. Mektupta devletin Atatürk zamanındaki Türkçülük ekseninden uzaklaştığını, yabancı etkilerin arttığını yazmaktadır. Devrin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, Nihal Atsız ve arkadaşlarının fikirlerini tehlikeli görerek mahkemeye verir. O devirde Nihal Atsız'ın yanına gelip gitmekte olan genç bir üsteğmen olan Alparslan Türkeş de tutuklananlar arasındadır. 3 Mayıs 1944 günü Nihal Atsız ve arkadaşlarının tutuklanmasını protesto eden, binlerce gençten oluşan büyük bir grup, Ankara adliyesinden Ulus meydanına kadar yürür. Türkçülük hareketinin Atatürk zamanında devlet kademelerinde milli politika olmasına rağmen, kitlesel bir fikir haline gelmesi bu olayla başlar.

Türkçülük ve CKMP  

1965'te Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP)'nin yöneticisi Alparslan Türkeş'in Atatürk'ün ilkelerini temel alan ve kapsayan görüşlerinin toplanarak yayımlanan (ve Mümtaz Turhan'ın kaleme aldığı söylenen) Dokuz Işık'ta Komünizm, Kapitalizm ve Emperyalizmdışındaki Türk milletine uygun olan 'Ulusal Kalkınma Modeli' için "üçüncü yol" veya "ülkücü yol" terimleri kullanılmıştır.

1966 ve 1968 Senato seçimlerinde "Tek idealist parti" (Idealist: Ülkücü'nün İngilizcesidir) sloganı kullanıldı. CKMP'nin gençlik hareketi için kullanılan "milliyetçi toplumcu" adının Nasyonal Sosyalizm'i çağrıştırmasından dolayı Ülkücü terimi ön plana çıkmıştır. Çünkü, savunulan görüş faşizme ve sosyalizme karşı idi ve bu isimle ilişkilendirilmek istenmiyordu.

MHP ve Türk-İslam Ülküsü  

CKMP partinin kitleselleşmesi için Türkeş de "Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslümanız" sloganını kullandığı gibi hareketin ideolojisini genişletmeye çalışmıştır. Seyyid Ahmet Arvasi ve Dündar Taşer gibi ideologların girişimleriyle "Türk-İslam Ülküsü" denilen şeklini almıştır. Türkeş, asker kökenli bir lider olarak Atatürkçülük konusunda tavizsiz idi. "Türk-İslam Ülküsü" fikrini şekillendirirken laiklik konusunda hassasiyetleri koruyarak Atatürk'ün Türk milliyetçiliği konusundaki fikirlerini ön plana çıkarmayı hedeflemişti.

CKMP'nin adının Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) olarak değiştirildiği ve üç hilalli ambleminin kabul edildiği 1969 Adana Kongresi'nde Türkeş "Ülkücü Türk gençleri, Bozkurtlarım" diye hitap etmiş ve "Ülkücü" söylemi yaygınlaşmaya başlamıştır.

Ancak daha önce Ötüken dergisinde Türkeş ve CKMP'yi desteklemiş olan Hüseyin Nihal Atsız, bu kongreden sonra MHP'nin Türkçülükfikiriyatı ile bağdaşmadığını ve dinci bir görünüme kavuştuğunu söyleyerek eleştirmeye başlamıştır. Bundan sonra 1970'li yılların ilk yarısında Türkçüler, ırkçılığa varan düşünceleri nedeniyle hem MHP'den hem de Ülkücü Hareketi'nden tasviye edilmişlerdir.

1970'li yılların ikinci yarısında Ülkü Ocakları Derneğinin faaliyetleriyle birlikte Arvasi'nin "Türk-İslam Ülküsü" ideolojisi, özellikle taşralı dindar ve muhafazakâr gençleri örgütlenmek ve milli değerleri aşılamak için yararlı olmuştur.

12 Eylül 1980 Darbesinden sonra "Türk-İslam Ülküsü" ideolojisi zirveye çıkmış ve kapatılmış MHP'nin yerine 1987'de kurulan Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP)'nin gençlik örgütlenmesinde yine "Türk-İslam Ülküsü" söylemleri kullanılmıştır. 1991 Genel Seçiminde MÇP'ninRefah Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi ile seçim ittifakını kurduğunda "inananlar birleşti" şeklinde ifade edilmiştir.

BBP ve Ayrılma Süreci  

1991'de MHP'nin Doğru Yol Partisi (DYP) - Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) koalisyon hükûmetini desteklemesiyle Ülkücü Hareket içinde daha islamcı düşüncelere sahip olan bir kısım ülkücü, yollarını ayırmıştır. Sovyetler Birliği'nin dağılması ve komünizm tehlikesinin ortadan kalkmasıyla Ülkücü Hareket'in tabanına hitap etmek için Türkçü ve milliyetçi söylemlerine ağırlık vermesine müsait bir durum oluşmuştur. Hatta Alparslan Türkeş, MHP kongresinde yaptığı bir konuşmaya Nazım Hikmet'in bir şiirini eklemiş, bu durumu soran gazetecilere "milliyetçi sol gruplara uzatılan bir zeytin dalı" olarak ifade etmiştir.

1992 yılı Ülkücü Hareketi için bir dönüm noktası olmuştur. Laiklikten hiçbir zaman sapmadığını ifade eden ülkücü hareket, kendi yayın organlarında "Müslümanlık bizim ideolojimiz değil, dinimizdir" tarzı yazıları görünmeye başladığı gibi İslamcılığa mesafeli davranmıştır. Atsız'ın ölüm yıldönümü (10 Aralık)nün tekrar anılmaya başlandığı gibi ideolojik açıdan da Türkçüleşme eğilimini göstermiştir.

"Türk-İslam Ülküsü"ne daha islamcı açıdan bakan, laikliğe sıcak bakmayanlar ayrılmış ve bunlardan eski Ülkü Ocakları genel başkanıMuhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları Büyük Birlik Partisi'ni kurmuştur. Yazıcıoğlu, Büyük Birlik Partisi ile gençleri örgütlemek için daha islami ve radikal görüşleri savunan Alperen Ocakları ve Nizam-ı Alem Ocakları gibi dernekler kurmuştur. Bu ocaklar da kendilerini ülkücü olarak tanımlamakla birlikte, Ülkü Ocakları ile fikir ayrılıkları mevcuttur. Fikir ayrılıklarının ana ekseni, İslamî temelli bir Türkçülük üzerinedir.

1997 yılında Alparslan Türkeş'in vefatı ile Milliyetçi Hareket Partisi'nin genel başkanlığına Devlet Bahçeli seçilmiştir. Ülkücülük halen devam eden bir siyasi harekettir.

Bu Makaleyi Yanıtla

Subscribe to Posts | Subscribe to Comments

RedWolf'un Bloguna Hosgeldin

- Copyright © < Rw > - Blogger - Designed by RedWolf Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. Sitemiz, 5651 sayılı yasada tanımlanan "yer sağlayıcı" olarak hizmet vermektedir. İlgili yasaya göre, site yönetiminin hukuka aykırı içerikleri kontrol etme yükümlülüğü yoktur. Bu sebeple, sitemiz "uyar ve kaldır" prensibini benimsemiştir. Telif hakkına konu olan eserlerin yasal olmayan bir biçimde paylaşıldığını ve yasal haklarının çiğnendiğini düşünen hak sahipleri veya meslek birlikleri, sikayet@torrent-oyun.com mail adresinden bize ulaşabilirler. Bizle iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde size dönüş yapılıp gerekli bilgi verilecektir.